Genetik

Erkal Tülek

 

      Şu çıkarma işlemine bayılıyorum. Hatta diyebilirim ki o aralarında en sevdiğim. Diğerleri hafif zorlama, yakıştırma, samimiyetten yoksun geliyor. Ama yanlış anlaşılmasın; onu sevişim diğerlerinin eksikliklerinin çokluğundan değil. İstesem hepsini elimin tersiyle itebilirdim. Buna muktedirim. Fakat ben onu, bir bütün olarak oluşunu seviyorum.
       Evvela gerçeklik taşıdığını düşünüyorum. Sizce de öyle değil mi? Sözgelimi yanyana duran beş elma bir bütündür ve bu olabildiğine gerçektir. Onlardan bir tanesini ben veya siz, önünde sonunda başka bir olabildiğine ve daha güçlü bir gerçek, alabilir, yiyebilir ve onları dörde indirebilir veyahut görüntülerini saklamayı becerebilmiş, mikrobiyel, olabildiğine gerçek bir çürüme kalanları üçe indirebilir. Lütfen ince düşünmeyi huy edinelim artık; bu olabildiğine ve daha güçlü gerçek tabii ki soldan dördüncüyü, elbette kaşının üstünde gözü olduğu için değil, sadece onu seçebilir dolayısıyla geriye iki tane bırakabilir.
       Üstelik o çok estetik bir gerçektir; çatısının altında barınan ailelere bakın bir kere: “Bünyamin Yasemin’le çıkıyor üstelik birbirlerine çok yakışmışlar, evlenecekler inşaallah.” “Asansör üçten beşe çıktı ve o suratsız adam indiğinde düğmüyü basıp onu yediye çıkardım.” “Dün patronum beni yanına çağırttı, bir koşu odasına çıktım ve o da beni işten çıkardı.”
       Öte yandan çok ‘rantable’ bir gerçektir o. Her yerdedir. Size masraf çıkaran her şeyi çıkarma sayasinde kesenize uygun bir hale getirebilir ve o ağır yükü sırtınızdan atabilirsiniz. Sonrasında, şöyle bir gerinirsiniz, ‘oh be’ dersiniz dünya varmış.
       Son olarak, hazır dünya varmış da demişken, çıkarma çok güvenli bir gerçektir. Toplarsanız size kızarlar, üzerinizde baskı kurarlar: Kim mi kızar? Aman siz de bilmiyormuş gibi yapmayın, kızarlar işte, deli misin derler ‘ne toplaması kardeşim çıkaracaksın.’ Onlar da mı kim? Siz de pek sevdiniz bu oyunu. Söyleyemem; kendime koyduğum yasaklar var benim. Zaten siz de pekala bildiniz işte.
       İşte görüyorsunuz, genetik bir gerçektir bu çıkarma, ne toplamaya benzer, ne bölmeye ne de çarpmaya... Bir ‘absürdite’ bile, lütfen huy edinin artık şu ince düşünmeyi, gerçeğe dönüşür onun elinde -yoksa kavuşur mu demeliyim:
       “Bir biz vardı ve o bizden ben çıktı, geriye ne kaldı? Siz kaldınız, hatta belki sen kaldın ya da belki de onlar kaldılar, belki de o... Sizden ben çıktı... Bu ne saçma soru böyle; üçten beş çıkar mı hiç? Onlardan ya da ondan ben çıktı? Neyse ne! Ondan ben çıkmışım bana ne! Benden sen çıktı, veyahut senden ben çıktı, ne kaldı, ne kaldı? 

 

Öyküden bir bilet : gidiş-dönüş