"Şimdi hatırda mıdır
aşık-I nalan acaba?"
"Ah
güzel tanrıçam, mest-I nazım, bir bahar sabahı erkenden,
acelesi varmış gibi güne merhaba diyen bir gülün sonu bir
bıçağın keskin ucudur, bilmez misiniz? Ah, ne görkemli
çığlıklar yükselir rüzgarda, duymaz mısınız?
Güzelliğiniz deniz derya, güzelliğiniz kudret. Zaman akar
her yanınızdan sizin, ama ay ışığının
eşiğimde kırıldığı noktalardan boşluk
sızar, gri. Yoksunuz. Müzik arkadaşım, tesellim oldu
artık. Dil burada gölgelerin elmas şarkısını
söyler. Dil ve elmas. Arzularımı giyinsem ve yatağıma,
yastığıma sarılsam da, yoksunuz. İnsan en çok
yatakta yalnızdır, dediniz. En güvenli, huzurlu ve mutlak
yalnızlığı sevişme anında yasar, dediniz.
Kalbime girdiniz, hayatımın akışını değiştirdiğiniz,
sonra da yok oluverdiniz. Ben hala o tanıştığımız
sahil kasabasında, aynı kuytudayım. Zamanın suyuna
bıraksam bu ışık geçirmez bedeni diye geçiriyorum
içinden bazen. Mor istencimi dizginleyemezsem ya. Ama lüten, sözlerim
sizi yaralasın istemem, ben bu tersi tersi kokan düşlerden,
bu bal yağmurlarının bahçemi dövmesinden, usul usul yüreğimi
deşen bu ırtına şaşkınlıktan, bu
yapayalnızlıktan, bu tadına doyum olmaz sudan şikayetçi
değilim; bilakis hoşnutum, sarhoşum. Sizi yakaladım
yüreğimde bir kez; ah aşkınızın zincirleri
nasıl da yakıştı bana, size aşıkken öyle
seviyorum ki kendimi. Serv-I hıramanım benim, kısacık
bir yaz sevdasıdır, gelir geçer sanmıştım,
meğer içimde yanan bir volkanmış. Gece ayda, yıldızda
harım, gündüz güneşim. Ne iyi ettiniz de o kurdilihiçazkar
şarkıyı öyle içten okudunuz. Kemani Cevdet Çağla'nın
ağır aksak bestesiydi, gütesi de Rüstü Şardağ'a
aitti. Denize karşı ne güzel okumuştunuz. Gece ve alem-I
metun sizin sesinizle tamamlanmıştı, dilinizden dökülen
nağmeler ve kara gözleriniz elmas yıldızlar gibi ısıtmıştı
geceyi. Ben de, size cevaben o gece bestesi ve ütesi Kemancevi Haluk
Recai'den devr-I hindi usulünde bir şarkı okumuştum;
"Ağlarım her bir neeste hüznü hüsranımla ben öyle
bir sevdim ki şimdi ruh-I giryanımla ben / Mavi bir girdab
içinde çırpınırken bi-ümid / ibret oldum ehl-I aşka
ah ü eganımla ben. "Bilmem siz de arkına vardınız
mı, her iki şarkının vezni de aynı; ailatün
/ ailatün / ailatun / ailün. Bu takdiri ilai değil de nedir?
Celalettini Rumi'nin de dediği gibi o yüce aşkı yüreğimde
buldum. Yüreğimde de tutacağım. Bilmem bu takdiri ilahi
ömrümün geri kalanında sizi bir kez daha çıkarır mı
karşıma, ben bu denli yüce bir sevgiyi hak etmiş miyimdir
acaba? Bir gün karşılaşacak olursak yeniden, bir ricam
olacak sizden. Aynı makamda bir şarkı daha buldum. Onu
da söylemenizi çok isterim. Aynı sevk ile. Bu anki durumumu tasvir
eder bu şarkı, yine aynı vezin. Bestesi Hüseyin Kazım
Tav'a, Gütesi de Ahmed Reik Altınay'a ait; "Bir görüşte
cesmi-I mes-tinle esir ettin beni / sızlıyor mahzun gönlüm
görmesem bir gün seni / Aşkına vak eylemişken vecd
ile cism ü teni / Sızlıyor mahsun gönlüm görmesem bir gün
seni." O geceden sonra hep aynı vezinde kürdilihicazkar oldu
hayatım; aili sizsiniz, biliyorsunuz. Hasretimi dile getiren şu
şarkı gibi düyek atıyor kalbim. Sevgiyle kalın,
sağlıkla gene gelin bana diye mektubumun sonuna bu şarkının
gütesini de ekliyorum dilim, elmasım; "Çok ayın ondördü
geçti sevdiğim yükselmedin / Gözlerim yollarda kaldı bir gün
olsun gelmedin / Hasretin kai değil mi, söz verip naz eyledin
/ Gözlerim yollarda kaldı bir gün olsun gelmedin." Bu ne
tatlı bir acı. Sonrası bıçak ucunda sis ve düş.
Canım yandı Datça sahilinde o hoş buseyi aldığım
akşamdan sonra. Ama bu acı da olmazsa hiç renk kalmayacak
hayatımda. Gündüz dilim, gece elmasım, ne iyi ettiniz de söyleyiverdiniz
o kürdilihicazkar şarkıyı, salıverdiniz içime bualaimiseme
acıyı.
"Kim onun artık
o gül ruyine hayran acaba?"
- Orrospu çocuğu!
Bileydim sırtımdan bıçaklayacağını bütün
varımı yoğumu satıp o bankaya yatırır
mıydım? Ulan, ben böyle bir oyuna nasıl geldim. Ah, ağzına
sıçtığımın kaderi. Bana bu oyunuda mı
oynayacaktın ha? Arkadaş dedik. Duydun mu karı? Sen kurtardın
paçayı ama. Çakıldığın o ... iktiğimin
tekerlekli sandalyesine, kestin sessini, kimseyle konuşmaz oldun,
kurtuldun. Aklı bir karış havada kızınla seni
geçindirmez de bana kaldı. Hay dinine yandığımın
kaderi. Ulan ben bunları hak edecek ne yaptım ha, ne yaptım!
Ulan şeytan diyor şu ustureyle kes boğazını
kurtul anasını satayım bu nalet dünyadan. Ulan karı,
senin gibi akıllısı da çıkmaz ha. Oh bee, ye iç
sıç; ağrından versinler, altından alsınlar.
Oh be, serden alası var mı bu dünyada ulan. Otuz yıl
karılık ettin ama bakalım bize kaç yıl ödeteceksin
diyetini. Kızının arketmeyeceğini bilsem, kolundaki
bileziği de bozdurup dolara yatıracağım ama annem
onu keam parası diye takıyor, der gene. Duyuyor musun beni?
Zehraaa! Ulan ne karıysın ama gençliğinde, taş gibiydin
on sekizinde. Yedikçe yiyesin gelirdi karı seni. Erik gibiydin
ulan. Dana eve gelirken, salyayla dolardı ağzım. Ulan
vurdukça ağzımın salyaları akardı. Senin de
çıkın çıkmazdı baaa! Ne dayandın ulan bana.
Hacza geldiklerinde televizyon seyrediyordun en güzel, nasıl da
işyimiş bünver, inme geldi de kurtuldun, ne kendine ne bana
hayran kaldı lan. Şimdi boklu götünü ben ne yapayım lan!
"Yine yadında
mıdır eski perişan acaba?"
-Anne baydı beni
bu şarkı ya. Bel birazdan istasyon değiştireceğim
ona göre ha! Allahtan bu sızırtılı radyoyu kurtardık
hacizden. Çok kötü durumdayım anne. Anne poşesi. Senden başka
kimseye anlatamam derdimi. Duyuyor musun beni? Ben bu ilmi daha önce
de gördüm, dedi yüzüme bile bakmadan. Bok heri! Bok heri! Taksidan
inerken ne elimi sıktı, ne de son bir romantik öpücük verdi.
Çıldıracağım. En zor günlerimdeyim anne. Kimsem
kalmadı. Adam çekti gitti anlıyor musun, aynen öyle dedi işte.
Bu ilmi daha önce de görmüş. O olgun erkek havasını
takınıp deli etti beni. Sana bekaretimi verirken düşünseydin
bunu, dedim. Ne dese beğenirsin, bekaretini isteyen mi oldu senden,
sen benimle sevişmek istediğin o anda bana bekaretini vererek
beni tapuladığını sanıyorsun. Arzudan kudurduğun
anda yanında ben vardım ve en az on kez sordum emin misin,
diye. Seni istiyorum, seni istiyorum, diye kıvranıyordun.
Bu denli önemliyse bekaret, biz erkeklerin bekaretini bozan kadınlara
ne gibi yükümlülükler getirmemiz gerekiyor acaba? Bekaretinizi bana
bahşettiğiniz için size müteşekkir mi olmam gerek hanımeendi?
Yattığım kadınların bakire olup olmadıkları
umurumda mı sanıyorsun sen ha? Şımarık genç
kız tavırlarından ve boğucu sevgi arayışlarından
usandım. Yetti artık, dedi, anlıyor musun anne! Yetti
artık! İşte böyle bağırdı. Biraz kıpırda,
bir tepki ver ne olur, bak babam çene traş oluyor, süsleniyor,
gene bir orospununyanına gidiyordur. Hacizciler geldiğinde
televizyonda haberleri izliyordun. Uçak düşmüştü doğuda
bir yerde de ölenlerin adlarını okuyorlardı. Donakaldın
ve bir daha da kıpırdamadın anne. Haciz mi ağır
geldi, yoksa haberler mi? hiç tanıdığımız yoktu
ki aralarında anne. Ne olur bana bir işaret var. yakında
kaçarım bu evden, ya da kendime bir şeyler ederim. Yetti artık!
Alkolik, kumarmaz bir baba, yatalak bir anne. Beni hiç sevmedin mi anne?
Elini tutuyorum bak, beni anlıyorsan bir parmağını
oynat, seni seviyorum kızım de. Datça'daki yaz tatilinden
döndüğünde ne mutluydun halbuki. Bu radyoda çalan eski şarkılardan
da gına geldi anne duyuyor musun, ne anlıyorsun bilmem. Bak,
yoksa o mektubu bir daha okumam sana. Neymiş eendim, kurdilihicazkar
şarkılardan bir demetmiş. Bu miy miy şarkılardan
ne anlıyorsun anne yaa, sıkıldım yaa. Bak gene surat
etme, en çok ne zaman kızıyorum biliyor musun, biraz da ben
sevdiğim birşeyi dinleyeyim dediğimde, bir tane göz yaşı
inmiyor mu yanağından aşağı. Kuduruyorum anne.
Yapma ne olur. Beni de anla. Bu aptal radyoya kaldık ikimiz da.
Birazdan en sevdiğim rock şarkıcısının
konseri başlayacak ha, istasyon değiştireceğim.
Ne yapayım, senin asıl proğramınla aynı saattaya
. gelecek hata da ben edakarlık ederim. Söz, gene suratını
esip, inadından altına edersen valla bir lokma vermem. Hayat
devam ediyor anne. O bir tek gözyaşını içinde tut, beni
bugün olsun cezalandırma anne; valla karışmam bak, koynunda
gizlediğim mektubu gösteririm babama. O tek hazinen biliyorum.
"Mestal nazım ne demek anne? Ama ben de zor durumdayım
anne. Seni anladığını bugün o gözyaşını
dökmeyerek göster. Ne anlıyorsun bu can sıkıcı eski
şarkılardan bilmem! Oh, bitiyor nihayet.
"Kim onun artık
o gül ruyine hayran acaba?"